Kategoriler
Genel

çilekli kahve

Çilekli kahve

Bir süredir vuku bulan bir virüs tüm insanlığı evlerine kapatmış durumdayken kadınların bitmek bilmeyen güzellik istekleri oldukça darbe yemişti. Bu benim için çok da anlamlı olmadı açıkçası. Eskiden beri saçımı keser, boyar, manikür ve pedikür gibi şeyleri halledebiliyordum. 

Virüs kadınlar için çok zor geçmiş gazeteler öyle yazıyor. İlk yarı sosyalleşme döneminde açılan kuaförler hınca hınç dolu neredeyse. Komik bence tabi öz bakım önemli ama bana göre adı üstünde zaten “öz” bakım. 

Paranoyaklık seviyesinde ki virüs etkilenmeyecek her şeyi etkilemişken kadınların derdi benimi gerdi. Ne bileyim işte her gün 200 bin kişinin virüse yakalandığını ve şu ana kadar sanırım 6 ay 500 bin küsur insanın öldüğü bir dünyada saçının rengi değişse ne olur değil mi ama. Neyse ben internetten hallediyorum her şeyi zaten. Her rengi de deniyorum nasılsa kendim beğeneceğim. Sokağa çıkma yasakları devam ederken rengim ne kadar umursanır ki. İşte o aralıkta buldum çilekli kahverengini. Hem çilek hem kahve. İkisini de çok severim. Hemen sipariş hatta iki kutu üç iş gününde teslim. Tabii kimse sokağa çıkmadığı için kapasitelerinin çoook üzerinde çalışan kargolar bu sözlerini tutamıyorlar ama onlar da ne yapsın.

Çilekli kahverengi acayip merak ediyorum. Bugün de denemek için uygun bir zaman yaratmanın doğru olacağını düşünüp hop çalışmaya. Önlük, eldivenler, boya karıştırma kabı, fırçası ve çilekli kahve. Eski gazetenin bir yaprağını alıp masanın üzerine koydum, üstünde boya kabım ve malzemeler. Her şey yolunda gidiyor karıştırma başarılı. O esnada televizyon açık. Saçma bir film dönüyor ekranda. Radyo da çalışan bir muhabir radyo satılınca işinden oluyor. Bunun nesini film yapmışlar diye düşünürken bir ses, spiker iki adam aralarında şakalaşarak program yapıyorlar. Ve şok. Eldiveni çıkardım kumandanın geri tuşu. Doğru mu duydum. “Çin’lilerin bir çeşit virüsü dünyaya yaydıklarını düşünsenize ne büyük bomba olurdu. Hatta bu virüs tat alma duygusunu da yok ediyor olsun mesela”. Evet aynen cümle bu. Filmin yapım tarihine bakıyorum 2004. Oba!? 2004 yapımı bir filmdeki replik 2020 deki bir virüs. Oturup düşünmek istedim ama kafamın yandığını hissederken fark ettim çilekli kahve pişiyordu. Tekrar oynata basıp yerime geçtim. Kalan boyayı da saçıma sürdüm. Hala düşünüyordum. Eldivenleri çıkardım, boya kutusunun içine soktum, fırçayı yıkamak üzere kenara ayırdım. Ve elimdeki tüm şeyleri gazete kağıdına sarmaya başladım. Çilekli kahvem pişiyordu kafamda.

İşte o an fark ettim. Gazetenin ölüm ilanı sayfasını almıştım. Ve hatta alırken bu sayfayı kim okuyacak ki demiştim. Çok utandım kendimden. Ölenler adına ne büyük terbiyesizlikti. O sayfada benim tanıdıklarımda olmuştu. Ve ben şimdi başkalarının ölülerine çilekli kahve için düşüncesizlik etmiştim. 

Geliştirici: tubayseozgur

doğmadan başlayanlardanım ve hayatın içinde bir çatlak kiremit :)

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s