Hepimiz sessizdik. Ne zaman geleceğini bekliyorduk. 15 tane var ya da yoktuk. Herkes kulak kesilmişti. O sırada ilk ben duydum ayak seslerini. İçim ürperdi acaba sıra bende miydi? Gittikçe yaklaşıyordu. Diğerleri de duymaya başladı. Kıpırdanmalar başlamıştı. Sakin olmaya çalıştım ama elimde değildi.
İki dakika içinde ayak sesleri kesildi. Belli ki başımıza kadar gelmişti. Elini attı içeri doğru. Yanımdakini tutmaya çalışıyordu o hafif kenara kaçtı. Ve evet ellerini hissettim. Kafamdan tuttu önce. Ardından elleri her yerimdeydi. Beni avucunun içine almış gibiydi. Artık biliyordum sıra bendeydi.
Avucunun içindeydim artık. İçeri gitti. Bir fincan gördüm o sırada. Tamam dedim bu sonum. O sırada kanepesine oturdu. Elinde bir kibrit kutusu vardı. Onun özelliğiydi bu, çakmak kullanmazdı. İçerideyken sesinden anlardık. Kutudan bir kibrit çıkardı. Artık itiraz edecek durumum bile yoktu. Kutudan çıkardığı kibriti yandaki çıkıntıya sürttürdü. Bir anda alev aldı.
Kahve yanı sigara olmuştum artık. O yanan alev önce bir ucumdan aldı beni. Sonra yavaşça içine çektiğinde duman olmaya başlamıştım bile. Ne de olsa ben bir sigaraydım. Dönüşeceğim şey ise bir parça dumandı…