Kategoriler
Genel

mektup

Hep birlikte koştura koştura postaneye gelmişlerdi. Dokuz taneydiler. Bir gece önce evlerinin sokak kapısının altından bir not atılmıştı ve notun üzerinde Ali Özgür’e iletilmesi gereken bir mektup olduğu yazıyordu. İşte bu yüzden de babaları hariç evdeki tüm Ali Özgür’ler postaneye gelmişti.

İçlerinden biri sözcü olmayı kabul etti ve bankoa yaklaşıp yaşlı adama seslendi. 

Efendim iyi günler dilerim.

Buyur oğlum

Benim adıma bir mektup gelmiş olmalı onu almaya geldim.

Tamam ismini söyle bakalım dedi postacı. O an çocuk duraksadı ne yapacağını şaşırdı.

Şey aslında diyerek arkaya el etti ve kardeşlerini çağırdı içeri. Adam şaşkın şaşkın bakıyordu.

Dün bize gelen bir notta Ali Özgür adına bir mektup olduğu yazıyordu. Bizde hangimize geldiğini bilemediğimiz için hep birlikte geldik.

Postacı daha da şaşırmış gözlerini belertmiş içeri girenleri sayıyordu bir yandan.

Bu ali ihsan özgür

Bu ihsan ali özgür

Bu ali osman ihsan özgür…

Dur dur tamam diye biraz yüksek bir sesle inledi postacı.

Oğlum siz hepiniz nesiniz?

Şey biz kardeşiz.

Tamam anladım da isimleriniz hep böyle mi?

Evet bu…

Tamam tamam anladım. O zaman mektubu bir bulayım önce umarım üzerinde ikinci adı da yazmıştır gönderen. Gözlüğünün üzerinden çocuklara bakıp, hatta diğerlerini de. dedi ve içeri gitti.

Çocuklar beklerken aralarında mektubun kime gelmiş olacağına dair yorumlar yapmaya başlamışlardı. Herkes kendine gelmesini istiyordu. O sırada postacı elinde bir mektupla geldi.

Hep bir ağızdan kimeymiş diye sordular. Adam şaşkındı. Mektubun üzerinde sadece Ali Özgür yazıyordu. Ne diyeceğini bilemedi. Bir süre mektuba baktı.

Adı sadece Ali Özgür olan var mı içinizde? Diye sordu.

Çocuklar şaşırmışlardı. Aralarında isimlerini tekrarlıyorlar ama sadece aliolanı bulamıyorlardı. İçlerinden birisi söz istedi ve postacıya döndü.

Efendim hepimizin isimleri karışık gelebilir ama evde bizi Ali diye çağırırlar.

Postacı ne yapacağını düşünüyor bir yandan da içler acısı duruma kendi kendine gülüyordu. Sonunda kararını verdi.

Şimdi çocuklar anlıyorum ki bu mektup içinizden birine gelmemiş. Adı sadece Ali olan birine gelmiş. Evde sizden başka biri var mı?

O sırada çocuklardan biri babam dedi. Babalarının adı sadece Ali Özgürdü. O zaman mektup babalarına gelmiş olmalıydı. Teşekkür edip çıktılar dışarı ve babalarını aramaya koyuldular. Önce çalıştığı demir yolu inşaatına gittiler babaları orada yoktu. Bir süre orada beklediler ama babaları gelmedi. Sonra eve gitmeye karar verdiler. Eve vardılar orada da yoktu. Bir süre verandada yayılıp beklemeye koyuldular. Artık hava kararmaya başlamış geceye dönmüştü ama babaları yoktu. Uykuları geldiğinden sabahı beklemeye karar erip odalarına çekildiler.

Ertesi sabah erken bir vakitte kapıları çalındı. Hepsi birden o sese odaklanmış gibi kapıya fırladılar. Fakat gelen babaları değildi. Ama babalarına çok benzeyen hatta sanki onun kopyası gibi görünen biraz daha genç bir adamdı. 

Sen kimsin diye hep bir ağızdan seslendiler. Gelen adamda şaşkın şey ben Ali Özgür deyiverdi. Hepsi şaşkınlıktan küçük dillerini yutacaklardı.

İçeri giren genç adam herşeyianlattığında konu ortaya çıkmıştı. Bu genç adam babalarının çocuğu onlarında ağabeyiydi. Bir iki gün önce bir not almış ve burada ona ait bir mektup olduğunu öğrenmiş onun için gelmişti.

Herkes şaşkındı çünkü bu not onlara büyük büyük dedeleri Ali den gelmiş, içinde varoluşa dair bir buluşun olduğunu ve bu mektubu alan kişinin kendi yolculuğunu tamamlayacağını biliyorlardı. Hepsi üzülmüştü. Büyük mucit dedelerinin mirasının hiç tanımadıkları ağabeylerine gittiğine inanamıyorlardı.

İstemeye istemeye postanenin yolunu tuttular. İsmi sadece ali olan kişi mektubu alacak onlara da bundan bir pay verecek olmalıydı diye ümit ettiler. Postaneye vardıklarında ali içeri girdi ve mektubu alarak dışarı çıktı. Hepsi heyecanla bekliyordu. Ali mektubu açtı ve okumaya başladı. Sonra biraz duraksadı. Mektubu katladı cebine koydu. Hepsi içine düşecekmiş gibi ona bakıyordu.

Büyük büyük dedemiz Ali, bu mektubu sadece bana yazmış çocuklar üzgünüm. Varoluş sebebini ararken kapıldığı girdaptan çıkmanın yolunu anlatmış. Ama hepinizin bir sırası varmış ve beklemeniz gerekiyormuş.

Çocuklar ağızları bir karış açık kalakalmışlar. Ali çantasını sırtına atıp geldiği gibi gitmiş.

Geliştirici: tubayseozgur

doğmadan başlayanlardanım ve hayatın içinde bir çatlak kiremit :)

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s