postal
Aslında bütün istediği üstü bez altıkauçuk olan yeşil bir postal almaktı.Çarşıya indiğinde girmediği dükkan kalmamıştı. İstediği gibi bir parçayı bulması zordu. Kime sorsa bambaşka modeller gösteriyordu. En sonunda girdiği bir mağazada yer altı çarşısında merdiven altında bir kunduracının olduğunu söylediler. O zaman biraz umut doğdu içine. Aradığı şeyi bulabilirdi. O gece arkadaşları bir parti organize etmiş o…
mektup
Hep birlikte koştura koştura postaneye gelmişlerdi. Dokuz taneydiler. Bir gece önce evlerinin sokak kapısının altından bir not atılmıştı ve notun üzerinde Ali Özgür’e iletilmesi gereken bir mektup olduğu yazıyordu. İşte bu yüzden de babaları hariç evdeki tüm Ali Özgür’ler postaneye gelmişti. İçlerinden biri sözcü olmayı kabul etti ve bankoa yaklaşıp yaşlı adama seslendi. Efendim iyi günler dilerim.…
Bölünme
ALİ, içeri girdi ardından kapıyı kapattı. Bu teklifi düşünmeliydi. Çok ihtiyacı vardı bu paraya ama istediklerini yaparsa bütün hayatı değişecekti. Neyi ne kadar değiştirmek istiyordu bunu sordu kendine. Peki o yapmazsa kim yapacaktı? Karar vermek için sadece beşdakikası vardı. Derin bir nefes aldı. Odanın kapısını açtı,adımını attı, kapıyı aralık bıraktı. Her kimse; ondan sonra biri buraya karar vermek için girecekti nasıl…
iki tekerlek
Her şeyden çok istediği o iki tekerlek çitlerin yanında duruyordu. Günlerce ağlamış aldırmak için çok uğraşmış ve sonunda kavuşmuştu. Oysa ailesi dört tekerlek ile daha güvende olacağını düşünüyordu. Ama o kendinden öylesine emindiki iki tekerlek ile başarabileceğini biliyor ve özgürlüğün tadına varmak istiyordu. Gözlerini açtı aşağıya indi, daha mutfağa geçmeden beyaz çitlere dayalı iki tekerlekliyi gördü. İnanamıyordu, gerçekten almışlardı. Şimdi o toprak yolda yemyeşil ağaçların arasında özgürce uçabilecekti. Koşarak dışarı çıktı. Oesnada…
Pasaklı Pakize
Pasaklı Pakize Bugün nasıl başlayacak diye düşünmeye başlamıştım ki ayak seslerini duydum. Yavaş yavaş yaklaşıyordu. Hazırlamaya çalıştım kendimi o her tarafı küf kokan kokuya ama nafile gelmişti bile başıma. Ocağın altını yaktı, tabii doğrusunu bulana kadar bütün düğmelere o kirli elleriyle dokunarak. Doğruyu bulduğunda ise bütün düğmelerin üzerinde bir gün daha bir önceki gün, hatta…
Bir avuç
Tezgahın üstüne döküldük bir anda. Kocaman ellerini gördüm önce. Bir elini aşağı doğru tuttu. Sonra görüşümden çıktı. O arada diğer elini gördüm yana yatırmış toparlar gibiydi. Sonuçta bir avuçtuk. Kahve içecek ya sabahları, işte bizde o cezveye dökülen bir kaşık kahvenin tezgaha dökülen bir avucu olduk. Sonra yan yatırdığı eliyle hop tezgahın kenarına dayadığı avucunun…
Duman
Hepimiz sessizdik. Ne zaman geleceğini bekliyorduk. 15 tane var ya da yoktuk. Herkes kulak kesilmişti. O sırada ilk ben duydum ayak seslerini. İçim ürperdi acaba sıra bende miydi? Gittikçe yaklaşıyordu. Diğerleri de duymaya başladı. Kıpırdanmalar başlamıştı. Sakin olmaya çalıştım ama elimde değildi. İki dakika içinde ayak sesleri kesildi. Belli ki başımıza kadar gelmişti. Elini attı…
ayaklarım
Solumdaydı. Hafifçe dokundu omzuma. İnce narin elleri, nazik bir şekilde okşadı. Yumuşaktı badem tırnakları bordoya çalan bir renkte boyanmıştı. İçim ısındı o an. Nezaket ve şefkat vardı o dokunuşta. Sonra karşıma geçti. Elini çenesinin altına koydu beni seyrediyordu. Kocaman gözleri ela rengiydi. Yanakları al al olmuş. Ne kadar da güzel bakıyordu hiç çekinmeden, gözlerini kaçırmadan.…
Kahve Telveleri
Ocağın yanındaki tezgâhın üstündeydim. Yanıma oturdu. Bir elinde kahvesi diğerinde sigarası. Tezgah çokta büyük değildi. Bir yudum kahveden aldı, bir nefes sigaradan. Damla sakız var içinde. Mis kok yayıldı bütün mutfağa. Gittikçe rahatlıyor rahatladıkça bir eliyle beni az az iteliyordu. Yerim vardı ama nereye kadar iteleyecekti ki? Sonra biraz daha poposunu yerleştirdi beni biraz daha…
pencere
İyice görebileceğim şekilde yerleştim pencerenin önüne. Gözümün alabildiğine bakıyordum. Uzağa, yakına her nereye olursa. Ağaçların dallarında kuşlar. Yuva yapıyor bir tanesi. Heyecanlanıyorum onu görünce. İçim dikleşiyor birden. Bir şeyler topluyor dişi kuş dedikleri bu olsa gerek. Küçük küçük parçalarla yuvasını yapıyor. İzliyorum. Yok yuvasını yapmış minik minik ekmek parçaları topluyor. Biraz daha dikeldim oturduğum yerden…
Yükleniyor…
Bir yanlışlık oldu. Lütfen sayfayı yenileyin ve/veya tekrar deneyin.
Blogumu Takip Edin
Yeni içerik doğrudan gelen kutunuza iletilsin.